ELITE (NETFLIX DİZİSİ) KONUSU, İNCELEME, YORUMLAR (1. SEZON)

KONU

İspanya’da seçkin, zengin çocuklarının gittiği bir okul, fakir semtlerden gelen üç öğrenciye burs verir. Okulun ukala öğrencileri bu üç bursluyu dışlayan ve aşağılayan tavırlar sergileseler de kısa zaman içinde bu yeni üçlü ile “elit”ler arasında güçlü bir etkileşim doğar. Hırs, yalan, aşk, ihanet, dostluk, değerler çatışması, nefret, kişisel gelişim dizide bol bol göreceğimiz kavramlar.

Dizi hem olay akışlarından hem de bir ölüm vakasının soruşturma sahnelerinden oluşuyor.

Elit dizisi neyle ilgili bir dizi, ne anlatıyor dense, aklıma gelen şeyi Lu 6. bölümde özetliyor: “Artık herkes daha iyi olmak istiyor.” Dizi bence “daha iyi” olmak isteyen insanları ve onların hırslarının, herkesi, nasıl yıkıma götürdüğünü anlatıyor. 

Dikkat! Yazının devamı spoiler içeriyor. 

İNCELEME & YORUMLAR

Christian

Havalı öğrenciler ile takılmak, partilere davet edilmek ve hatta model olmak Christian’ı heyecanlandıran hayallerdi. Carla ve Polo, Christian’ı ilişkilerine dahil olmaya ikna etmek için ona bu hayalleri vaad ettiler. Hatta Carla, Christian’dan Marina’nın çantasını kurcalamasını, suça göz yummasını bile istedi. Christian düşlerine kavuşmak ile pis işlere bulaşmak arasında gidip geldi. Bu yüzden Carla Christian’ın çatışma noktasında duruyor. 

Christian ve Carla’nın seks sahnelerinde çok gerildim. Carla bence Christian’ı suistimal ediyordu, onun kararlarını etkilemek istiyordu. Christian bu tuzaklara düştü. Sık sık kullanılmaktan şikayet etti ama buna karşı koymadı. Bu yüzden o sahneleri izlerken Christian’a çok kızdım. 

Nadia

Nadia’nın çatışması ise dinsel değerler ve yakınları arasında idi. İlk bölümlerde varlıklı ve “ahlakı yozlaşmış” insanlara kınama ve merak ile bakıyordu. Sezon sonuna doğru Marina ile dost ilişkisi “kurayazdı” (evet -e yazmak kurallı bileşik fiilini kullandım :D ) çünkü tam anlamıyla arkadaş oldular mı olmadılar mı biraz muallakta kaldı. Ancak yine de Marina’ya çocuk aldırmak için bir yer önermesi hem de onu duygusal anlamda destekleyebilecek sözler söylemesi gösterdi ki Nadia bazı önyargı ve fobilerini kırdı.

Ayrıca ağabeyinin istemediği bir evlilik yapmasına ve mutsuz olmasına göz yumamadı ve babasını ağabeyini evlendirmekten vaz geçirdi. Nadia yine de ağabeyine “Bunu o kız için yaptım, onun mutsuz bir evliliği olsun istemiyorum!” dedi. Yani, Nadia’nın eşcinsellik ile imtihanı devam ediyor. 

Nadia sezon boyunca yaşadıklarından dolayı başka kişisel değişimler de yaşadı elbette. Sezon başında ailesini memnun etmeye çalışan bir genç kadın iken sezon sonuna doğru hayatta kendi doğrularını bulmaya, kendini tanımaya önemsemeye başladı; bunun için ailesinin münasip bulmayacağı şeyler yapması gerekse bile.

8. bölümde babası ona “Bu okul seni çok değiştirdi, artık bize isyan ediyorsun.” dediğinde, Nadia “Okul beni değiştirmedi. Belki de o eski kız ben değildim. Her şeyden çok ailesini memnun etmek isteyen biriydi. Ablam gibi değilim. Şimdi kim olduğumu bilmiyorum ama keşfedeceğim.” diyor. 

Nadia ayrıca hırslı bir karakter. Sene sonu başarı ödülü alarak gelecek yılki okul bursunu almak istiyor. Bunun için de azmediyor. Ayrıca okul ondan başörtüsünü çıkarmasını istese bile gocunmuyor ve başörtüsünü çıkarıyor. Bu tavizi veriyor çünkü günün birinde iyi mevkilere geldiğinde bu kuralları koyanlardan biri olabilir ve kendi gibi genç kadınların taviz vermesine engel olabilir. İşte Nadia’nın böyle yüksek hedefleri var. 

Omar

Bu karakteri izlerken oyuncunun onu ne kadar gerçekçi canlandırdığına hayran kaldım. (Bkz. Omar Ayuso) Düşük omuzlar, içe kapanık bir duruş, ürkek ve bir şey söyleyecek gibi bakan gözler ve küçük adımlarla yürüyen biri. Gerçek hayatta karşılaşabileceğimiz çekingen biri gibi. Adam torbacı falan ama bana böyle bir izlenim verdi :D Bence sevimli bir karakter. 

O da zamanla cinsel yönelimi ile daha barışık hale geldi ve gönlünden geçen kişiyi sevmek için kendine izin verdi. 

Omar ve Ander çifti yüzümü gülümseten, beni heyecanlandıran bir çift oldu. Ama merak ettiğim bir şey var. Neden her yüz yüze geldiklerinde seks yaptılar? Hani, tamam, seks güzel bir şey, yapsınlar da, neden bir araya geldikleri her fırsatta seks. Başka şeyler de yapın yavrum, sonra sıkılırsınız mazallah. 

Yusef

Nadia’nın babası. Bu adama gıcık kaptım çünkü Nadia mutlu iken, birey olmaya çalışıyor iken ağladı. Oğlunun eşcinsel olduğunu duydu ağladı. Nadia’yı tüm sınıfın ortasında kolundan tutup zorla dışarı çıkardı ve kızı rezil etti, utandırdı. Değerleri var, ona aykırı şeyler var; çocuklarının ondan farklı oluşunu kabul etmekte zorlanıyor, bunu anlıyorum. Ama yine de hoşlanmadım bu karakterden. 

Yusef bence bir tür iki yüzlülüğü temsil ediyor. “Biz herkese hoşgörülüyüzdür, soframızda herkese yer vardır” der ama sadece kendi gibi insanları kabul edebilir. Çocukları sevmekten, ailenin öneminden bahseder ama çocukları sadece onun çizgisinde ise onları sever. Koşulsuzca sevmek yok. Bu mantığı haklı bulmak benim için zor. Herkes bize düşman iken, zor zamanlar yaşadığımızda ailemiz bizi desteklemeyecek ise, bizi olduğumuz gibi kabul etmeyecek ise aile olmanın önemi nerede kaldı? Sevgi nerede kaldı?

Onca karakter varken bende iz bırakanlar bunlar olmuş. :D Senin en sevdiğin ve en sevmediğin karakterler hangileri?