26 Mayıs 2019 Pazar

ALYSSA ile CİNSİYETÇİLİK ve FLÖRT ŞİDDETİNE MEYDAN OKUMANIN 5 YOLU

The End of the Fucking World dizisinden bir sahne, 1. bölüm, 1. sezon | A scene from The End of the Fucking World, episode 1, season 1

The End of The Fucking World dizisini (Netflix, 2017) pek çok sebepten ötürü çok sevdim: Kurgu, oyuncuların performansı, karakterlerin sevimliliği. Bir de heyecan, gerilim, duygusallık, aşk, her şey tam dozunda. Ancak bunlara ve Alyssa karakterinin ilginç doğasına ek olarak dizide ilgimi çeken diğer şey Alyssa’nın cinsiyetçiliğe/lgbt-fobiye ve flört şiddetine meydan okuyan tavırları. Bu tavırlar dikkatli bakılınca, aslında, kişisel hayatımız için veya aktivist hayatımız için bize örnek olabilecek tavırlar. Bunları derledim, işte Alyssa’yla Cinsiyetçilik ve Cinsellik 101:

1) CİNSEL YÖNELİM ÇEŞİTLİLİĞİNİ SAVUN
Allison ilk bölümde James’in babası James için “Hiç kız arkadaşı olmadı. Onu gey sandım” deyip kahkahalar attığında Allison göz devirerek şöyle dedi:
“Belki ben eşcinselim. Belki o (James) aseksüel. Bu günlerde geniş bir spektrum ile uğraşıyoruz” Yürü be Allison!
Evet, spektrum geniş. Bunu bilelim. Gündelik konuşmalarda bu çeşitliliği gözetelim. Yeri geldiğinde dile getirelim.

2) HETERONORMATİF OLMA, ÇEŞİTLİLİĞİ KABUL ET

İnsanlar günlük hayatta karşılarındakinin “doğal olarak” heteroseksüel olduğunu ima edebilecek pek çok söz söylerler. Erkeklere “kız arkadaşın var mı?”, kadınlara “erkek arkadaşın var mı?”, “kızlarla aran nasıl genç adam ehehe”, “Bizim oğlanın hiç kız arkadaşı olmadı, bir sorun var sandık” gibi cümleler mesela… Eşcinsel, biseksüel insanlar belli etmeseler de bu heteroseksüel olma dayatmasına içten içe üzülebilirler.

Alyssa yolda Christopher ile konuşuyor (1. sezon 2. bölüm) | Alyssa talking to Christopher (season 1 episode 3)Dahası, bu tarz söylemler şiddet sayılır. Çünkü bireylerin gerçekte ne olduğunu bilmeden onlara olmaları gereken şeyi peşin peşin dayatmış oluruz. Öyle olmaz, böyle olmalısın! Buna görmezden gelme, yadsıma, inkar etme, dayatma gibi isimler verebiliriz.

İşte bu yüzden insanlara onları gücendirebilecek (İngilizceden gelen şekliyle offend edebilecek) şeyler söylemekten kaçınmalıyız. İdeal bir evrende olması gerektiği gibi Allison, Christopher'a soruyor:
“Kız arkadaşın var mı?”
"Yok."
“Peki, erkek arkadaşın var mı?” (Ee, kız arkadaşı olmaması, sevgilisi olmadığı anlamına gelmiyor değil mi?)
"O da yok."

NOT: Veya kısaca: “Sevgilin var mı?” diyelim. Evet arkadaşlar, güzel Türkçemizde sevgili gibi tamamen üniseks bir kelime var. Bunu kullanalım. Kız arkadaş, erkek arkadaş ne ya! İngilizceden çeviri olan bu ifadeler Türkçede nasıl ve neden bu kadar yaygınlık kazandı merak ediyorum.

3) RIZA AL
Toplumumuzda insanlar genellikle cinsellik yaşamak istediklerini partnerlerine bunu açıkça dile getiremiyorlar. Tanışma uygulamalarında bile şöyle muhabbetlerin geçtiğine tanık oldu bu gözler:
+: Peki buluşunca neler yapmak istiyorsun?
-: Aşık olmak istiyorum?
+: [NE MANA?! WTF! BEYİN VEFAD] Öhöm, aşık olmak derken?
-: Ya anla işte ehehe :)

Aşık olmak sözünden kimse seks yapmak anlamını çıkarmak zorunda değildir. Keza, “seninle uyumak istiyorum”, “bize gel, film seyredelim” sözlerinden de… Görüldüğü üzere insanlar cinsellik isteklerini partnerlerine, sevgililerine ima ederek dile getiriyor, açıkça söyleyerek değil. Ancak dediğim gibi partneriniz veya sevgiliniz bu imaların gerçek anlamını çıkarmak zorunda değil! Bu senaryolar genelde şöyle sonlanır: + kişisi gerçekten uyuyacaklarını veya film izleyeceklerini sanır ama kendini yatakta bulur. Bu durumda ne yapacağını bilemez. Şaşırır kalır. Hatta bu şaşırmayı takiben kendisini huzursuz hissettiren, sonradan pişman edecek şeyler yaşar.

Bu yüzden seks isteğimizi sevgilimize veya partnerimize ima ederek değil, alenen söylememiz gerekiyor: “Sevişelim mi?”, “Sen de ister misin?” Aksi takdirde partnerimiz/sevgilimiz kendini zor bir durumun içinde bulabilir. Huzursuz, tedirgin hissedebilir. (Ulan tanışma uygulamalarında bari “Seks yapmak istiyorum” deyin!) Buna rıza almak denir. Yani neymiş, partnerimize/sevgilimize rızasını sormalıymışız. Onu zor duruma sokmamalıymışız. 

Sevgili Alyssa 3. bölümde bu konuda bize örnek bir davranış sergiliyor: 
Seks yapalım mı?” İşte bu kadar basit.
NOT: Elbette bunu sokakta tanıştığınız birine sormayın. Bu sahnede sadece davranışı örnek alalım, bağlamı değil.

4) İSTEMEDİĞİNDE HAYIR DE
“Seks; yapmaktan keyif aldığın bir şeyden, bir cezaya dönüşebiliyor, çok hızlıca.”
Alyssa yolda Christopher ile konuşuyor (1. sezon, 2. bölüm) | Alyssa talking to Christopher in the street (season 1, episode 3)İnsanlar seks yapmaya başladıktan sonra bunu yapmak istemediklerini fark edebilirler. Bunun pek çok sebebi olabilir: Seks yapmaya hazır hissetmiyordur. Endişeleri vardır. Kendine veya partnerine güveni birden sarsılabilir. Her şey olabilir. Bu durumda insanlar sekse devam etmek istemezler. Ancak ülkemizde insanlar genelde şöyle düşünür: “Artık başladım. Bu saatten sonra geri dönmek olmaz. Hem ona da ayıp olur.” Bu yüzden insanlar istemedikleri bir şeyi yapmaya zorunlu hissederler.

Alyssa Christopher'a Hayır diyor (1. sezon, 2. bölüm) | Alyssa saying No to Christopher (season 1, episode 3)Ancak şunu bilmemiz gerekiyor: Seks yapmaya başladıktan sonra çeşitli sebeplerden ötürü, fikrimiz, kararımız değişebilir. Sonradan pişman olmamak, acı çekmemek, hazır olmadığımız şeyi yapmamak; kısaca bedenimizi ve ruhumuzu korumak için “Hayır” diyebiliriz. Diyelim! İnsanlar bu karara saygı duymak zorunda. En azından iyiliğimizi isteyen biri saygı duyar!

Alyssa 3. bölümde Christopher'a 
Dur. Fikrimi değiştirdim. Seks yapmak istemiyorum.” dedi. İşte bu kadar basit!

5) "HAYIR"INI SAVUN
Alyssa Christopher'a Hayır diyor (1. sezon, 2. bölüm) | Alyssa saying No to Christopher (season 1, episode 3)
Yine de bazen partnerler "hayır"dan anlamaz, saygı göstermezler. Hatta bazıları bizi adaletsiz davranmakla suçlayabilir. Mesela Christopher'ın dediği gibi "Bu hiç adil değil!" diyebilirler. Bu durumda Alyssa gibi olun ve
"Evet, gayet adil!?" deyin. Hayır
Bazı maddeler sana uçuk kaçık gelmiş olabilir. Hatta bunları yazarken “Öyle şey mi olur” diye tepki çekmekten korktum. Yine de bunlar mutluluğumuz için ideal tavırlar, yani ideal bir evrende işler böyle yürüyor bence. Yakında gerçek evrenimizin de bir parçası olması umuduyla…

2 yorum:

  1. Bence yazdıkların çok doğru ve aydınlatıcı. Hiçbir madde uçuk kaçık gelmedi bana. Tam tersi çok güzel düşünceler. Ellerine sağlık.

    YanıtlaSil

Paylaşımın için teşekkürler :)