24 Mart 2020 Salı

Sorunlu Ebeveynler - SEX EDUCATION: Konusu, İnceleme ve Yorumlar


Sex Education (Cinsellik/Seks Eğitimi) ilk bölümü 11 Ocak 2019 yılında yayılan İngiliz yapımı bir ergen draması ve bir Netflix orijinal dizisi. İlk yayınlandığı günden bu yanda bir yılı aşkın süre geçti. Diziye yeni başlayacak olanlar için kısa bir özet aşağıda. Çoktan izlemiş olanlar ise inceleme ve yorumlarımı okuyabilir. Buyurunuz.

Konu ve Özet
Annesi seks ve ilişki terapisti olan Otis, utangaç ve rezil olmaktan korkan bir ergendir. Okuldaki müdürün oğlu ve zorba öğrenci Adam'a, yaşadığı bir cinsel sıkıntı ve özgüven konusunda yardım eder. Meave, bu özel ve duygusal ana tanıklık eder.

Tek başına yaşayan, kirasını ödemekte zorlanan ve para kazanmaya -fena halde- ihtiyacı olan Meave, bu sahnede bir fırsat görür: Otis cinsel tavsiyelere ihtiyacı olan ergenlere yardım edecek, Meave randevuları düzenleyecek, parayı bölüşecekler. Otis, Meave'in bu teklifini kabul etse de ilk başta müşteri bulmakta zorlanır çünkü insanlara bilinçli olarak yardım ettiği zaman -Adam'a yardım ettiği zamanki kadar- doğal olamaz ve heyecandan saçmalar. Ancak bir partide bir çifte spontane olarak yardım etmeyi başarır ve kendiliğinden reklamını yapar, ilerleyen günlerde okulda şanı yürür diyelim. "Sex kid" oluverir.

Anlarız ki aslında bu çocuklar cinsel sorular, problemler, düşünceler ve eylemlerle hayli meşgul. Cinsellik konusunda bilgiye ve rehberliğe ihtiyaç duyuyorlar. Otis, okuldaki ergenlerin rehberlik ihtiyacına bir hızır gibi yetişiyor!

Sezon boyunca cinsel performans kaygısı, boşalamama, kendini beğenmeme, ilişkide mutsuz olma, vajinismus gibi birçok konu -eğlenceli, hayatın içinden bir şekilde- işleniyor. Ergen dizi dense bile sadece ergenlerin ilgisini çekmeye yönelik hazırlanmamış, ergenlerin dünyasını anlatırken yetişkinlerin de merak edebileceği konuları işliyor bence. Diziye puanım: 9,5/10.

Karakter İnceleme, Ayrıntılı Özet ve Yorumlarım
(Spoiler / Tat kaçıran uyarısı)

Otis Milburn
Annesiyle birlikte iki katlı bir evde yaşayan Otis, "normal" bir ergen olmak istiyor ve rezil olmaktan biraz korkuyor. Annesinin yaptığı seansları dinleye dinleye cinsellik ve ilişkiler konusunda epey bilgi edinmiş ve sezon boyunca bu bilgileri satarak bizi aydınlatıyor.


Otis, seksten ve temastan korkuyor. Örneğin penisi sertleşince dehşete kapılıyor. Onun bu korkusu zaman zaman en yakın arkadaşı Eric'in kahkahalarına da konu oluyor. Seks fobisini aşmak isteyen Otis, Lily'nin (seks yapma) teklifini kabul eder ancak bu yakınlaşma Otis'in panik atağı geçirmesi ile sona erer. Anlarız ki Otis, 6-7 yaşlarındayken, babasının bir hastası ile sevişmesine tanıklık etmiştir ve bunun üstüne bir de annesi ona seksi detaylıca anlatmıştır. Bu yaşantılar üzerine Otis, seksi "korkunç" ve "acı verici" bir şey olarak kodlar zihninde. Bunun zorluklarını da ergenliğinde yaşamaya başlar.

Özellikle ilk bölümlerde, Otis'in mastürbasyon yaptığını annesine kanıtlamak için ortalıkta kremli mendiller bırakmasının sebebinin "normal" bir çocuk olduğunu, her şeyin yolunda (!) olduğunu annesine ve kendisine ispatlama çabası olduğunu düşünüyorum.

Otis, iş ortağı Meave'den hoşlanır. Ona destekleyici ve kibar davranır ancak Meave'den karşılık alamaz. Meave daha çok umursamaz ve sinirli görünür. Zamanla ilgisi Jackob'ın kızı Ola'ya kayar. Ola'dan hoşlanmak Otis'e iyi gelir çünkü Otis, "kendine dokunmaya" ve boşalmaya esaret eder.


Asa Butterfield'ın oyunculuğu çok tatlıydı. Mimikler, sesler, tepkiler her şey çok doğal ve gerçekçiydi. 

Eric Effiong
Eric, neşeli, renkli kıyafetler giymeyi ve makyaj yapmayı seven bir karakter. En büyük arzusu popüler olmak ve havalılar arasına girebilmek. Okuldaki havalı takımına hayranlık duyuyor. Onların partisine davet alınca veya onlar tarafından fark edilince havalara uçuyor. Öyle ki Meave, Otis'le ilk kez konuştuğunda bile sevinçten havaya uçtu. Ancak bu hayranlığını ve arzusunu çok belli ediyor ve hevesli görünüyor. Bu yüzden ciddiye pek alınmıyor bence. Ah be Eric, keşke bu kadar hayran görünmesen, belki daha havalı olacaksın. Otis, yeni işi ve Meave ile hayli meşgul olunca yalnız kalan Eric, okul bandosunda trampetçi olmaya yönelir.

Otis onu doğum gününde ekince "Hedwig and the Angry Inch" kostümü ile sokaklarda bir başına kalır. Bu haldeyken homofobik birileri onu döver. Eric, bu saldırıdan ötürü çok üzülür ve depresyona girer, artık şıkır şıkır giyinmez ve somurtur. İlerleyen günleerde, kendisi gibi siyah bir adamın ışıltılı ve makyajlı bir şekilde dolaşıp hem de gayet özgüvenli olmasından çok ilham alır. Artık kendisi gibi kalarak var olabileceğine ve kabul görebileceğine dair umutlanmaya başlar. Eric, bu umudun etkisi ile, ailesi ile birlikte kiliseye gitmeye bile başlar. Eski haline döner, sadece daha özgüvenli olmuştur.


Erik'in beni hayal kırıklığına uğratan davranışı ise, depresyon dönemindeyken müzik öğretmenine "Komik olmaya çalışmayı bırak artık!" diye bağırması oldu. O sahnede "herkes gücü yetene mi kötü davranacak yani" dedim içimden. Sezon boyunca Adam ona zorbalık yaptığı için Adam'dan korkar, köşe bucak kaçar. Ancak Adam ile kavgaları sevişmeye dönünce, ona abayı yakar.


Adam Groff
Adam, baskıcı, ona hiç sevgi göstermeyen, onu hiç beğenmeyen bir babaya sahiptir. Bu yüzden babasından için için korkar. Kendini sevmek ve kabul etmekte zorlanır çünkü kendini sevmeyi ve kabul etmeyi babasından hiç öğrenmemiştir. Adam, harika bir cinsel performans sergilemesi gerektiğine dair kaygılar yaşar. Bu yüzden seks onun için tam bir baskı kaynağıdır. Ayrıca Adam, okulda da "müdürün oğlu" olduğu için sürekli "doğru" davranmak zorundaymış gibi hisseder. Otis'ten aldığı tavsiyeler onun bu kaygılarına bir süre iyi gelse de bu kısa sürer. Çünkü Adam, Aimee tarafından terk edilir. Ayrıca, cinsel tatminsizliğinin başka sebepleri vardır. Zaten, ilk bölümden beri cinsellik ve erkeksilik içeren oyunlar ve şakalarda bulunması, cinselliğiyle ilgili bir sorun yaşadığının ipucunu veriyor, bize.

Adam Eric'e zorbalık ederek ona dehşeti yaşatır. Bu yüzden ondan nefret ediyorum. Buna rağmen, birlikte cezaya kaldıkları sırada, Eric'le giriştiği fiziksel kavga şekil değiştirir çünkü Adam, Eric'i öper. Böylece onun başından beri Eric'le ne alıp veremediği varmış öğreniriz. Sevişmelerinden sonra hostil davranışları biraz devam etse de biyoloji labında Eric'in elini tutar. (Bu sahnede eridiğimi itiraf edeyim.) Maalesef Adam duygularına tam dürüst olmaya başladı, derken babası tarafından askeri okula gönderilir ve Erik'ten kopmak zorunda kalır.

Meave Wiley
Meave, sert, umursamaz ve sinirli görünen bir karakter. Ailesi onu küçükken terk ettiği için pek çok şeyle tek başına mücadele etmek zorunda kaldı. Belki de bu yüzden Meave'de yumuşak ve duygusal görünmeye yer yok! Tek başına yaşıyor ve geçimini de kendi başına sağlamak zorunda.


İç dünyasında "başaramam, yapamam" gibi özgüvensizlikler. Bu yüzden, okuldan atılması gerektiğinde, bu durumu çok hızlı kabul etti. Ancak kardeşinin ufak teşviki ile gözünü kararttı ve okula geri alınmak için gayret etti. Okuldaki İngilizce öğretmeninin de bunda yardımı oldu. Meave, okuldaki konseyi "beni almalısınız çünkü ben başarılı olabilirim, bende potansiyel var" fikrine ikna etmek zorundaydı. Tabii ki bunun için, bu fikre, önce kendi inanmalıydı.

Otis'ten hoşlansa da bunu ona belli etmemek için çok çabaladı. "Seni seviyorum" demek dilinin ucuna geldi ama asla dile gelmedi. Ne de olsa o sert kız. Belki de sevgi göstermeyi hiç öğrenemedi veya sevilmek fikri ona uzaktı. Bir şekilde Otis'e açılmaya karar verdiğinde de Otis'i Ola ile öpüşürken gördü. :( (Gül gibi çocuğa bok gibi davranırsan böyle olur :( )

Jean Milburn
Seks ve cinsellik terapisti bir anne. Kocasından, aldatılma sebebiyle boşandı. Kocasına hâlâ biraz öfkeli. Tek seferlik ilişkiler yaşamayı tercih ediyordu. Jane birçok kez birlikte olduğu erkekleri veya tanıştığı insanları analiz etti, onlara ayak üstü terapistlik yaptı. Ancak bu "ben senin içini görüyorum" tavrı tamirci Jackob'a sökmedi. Yanlış tahminler yaptığı gibi, bu kez Jackob onu analiz etti. Onun ilişkilerden korkmasını, umut vermesini vb. dile ilk getiren Jackob oldu.
Otis sinirlenince Jane'in "nefes alıp, sakinleşelim" tavrına çok gıcık oldum. Çünkü bu sayede zaten anlaşılmamış hisseden Otis'in sinirlenmesine pek izin vermedi. Dahası Otis'in sinirlenmek için çok geçerli sebepleri vardı çünkü Jane, bence, Otis'in hayatını çok merak ediyordu. Oğlunun seksüel davranışlarından esinlenerek yazdığı "Ergenlik Çağındaki Erkeklerin Cinsel Sorunları" adındaki kitap yüzünden Otis ile araları açıldı. Ayrıca Otis'in hoşlandığı kız olan Ola'nın babasından hoşlanması da gelecekte daha fazla gerilim yaratabilir.




Aimee
Zengin bir ailesi olan Aimee, büyük bir evde yaşıyor. Önceleri "Dokunulmazlar"ın bir üyesi olan Aimee, Dokunulmazlar'ın Meave'e yaptığı zorba davranışlardan bıkarak taraf değiştirir. Mağrur bir şekilde "Dokunulmazlar"ı terk eder. Saf ve iyi kalpli Aimee, ikili ilişkilerinde partnerini memnun etmek için sahte davranır. Hatta bu durumu, Otis'e "Evet, ben hep feyk atarım" diyerek açıklar. Aimee, kendine dokunmayı ve -karşı tarafı memnun etmeye çalışmadan- kendi hazlarına odaklanmayı öğrenir.


Jackson Marchetti
Yüzme şampiyonu, yakışıklı, havalı Jackson. İstemediği halde annesi çok istediği için yüzme kariyerine ve antrenmanlara devam ediyor. Ailesi, onun fiziksel sağlığı için çok özenli olsalar da maalesef onun duygusal iyiliğini pek umursamıyor. Jackson, ailesinin arzularına koymakta güçlük çekiyor.

Dokunulmazlar
Okuldaki üç havalı ve zengin öğrenciye Erik tarafından takılan lakap. Bu havalı, "üst düzey" grubun üyelerinin hepsi renkli insanlardan oluşuyor. Bu, bir Netflix dizisinde parmakla gösterilecek bir durum. Herkesle alay ediyorlar, soğuk ve benciller. Eric, bunların nesini havalı buluyorsun?! En soldaki oğlanı (adını hatırlamıyorum) takdir ettiğim tek an "Hey Adam, homofobi çok 2000'lerde kalma" diyerek Erik'i savunduğu andı. Buradan anlayabiliriz ki aslında önemli olan güçlü/havalı olmak değil; önemli olan kendini güçlü/havalı hissetmek, kendini savunmaya değer görmek... çünkü Eric ile bu salak arasında güç ve kendini savunabilme kapasitesi arasında bir fark yok bence.


Lily Igleheart 
Sevişmek onun için "normal" biri olmak anlamına geliyor. Bu yüzden bekaretini kaybetmek için bir yollar deneyip duruyor.

Kötü Ebeveynler
"Kötü/Sorunlu ebeveynlik" bence bu dizinin önemli bir teması. Çünkü dizide kötü/sorunlu anne babalar ve onların yol açtığı hasarlar gösteriliyor. Örneğin Jackson'ın ailesi kendi başarı hırsları için Jackson'ı yüzme şampiyonu olmaya zorluyor ancak Jackson mutsuz ve bu kariyeri terk etme fikri bile onda paniğe yol açıyor. Meave'in annesi onu terk etmiş, ihmalkar bir kadın (Bu 2. sezonda daha net gösteriliyor) ve Meave, zorluklar içinde yaşayan bir çocuk. Başarılı olmak için dezavantajlı bir konumda. Adam ise mükemmeliyetçi, onu beğenmeyen/sevgi göstermeyen bir babası olduğu için zorba, huysuz ve kendini kabullenemeyen bir ergen olmuş. Jean ise Otis'in özel hayatı ile fazlaca meşgul, kontrolcü. Otis, annesi yüzünden sinir krizleri geçirir durur.


Bu diziden cinsel bilgiler öğrenmek mümkün. Ancak bir ebeveyn izlerse, kendi ebeveynliğini sorgulayacak noktalar da bulabilir.


Sex Education'a dair sizin izlenimlerimiz ve yorumlarınız neler?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder