Vampir dizileri bugüne kadar genellikle masalsı ve ayrıcalıklı dünyalarla karşımıza çıktı ama Vampires (Netflix, 2020), bu klişeleri yıkan bir yapım olarak dikkatimi çekti. Paris'in arka sokaklarında yaşayan bir vampir topluluğunun kendi içlerindeki çekişmelerini anlatan hikaye hem gerçek hayatın içinden hem de şaşırtıcı bir atmosfer sunuyor. Bu yazıda diziye başlamak isteyenler için dizinin konusunu ve dizi hakkında olumlu ve olumsuz düşüncelerimi paylaştım. Daha sonra da hem kendime not olsun diye hem de hatırlamak isteyenler için birinci sezonun ayrıntılı bir özetini yazdım. Keyifli okumalar!
Vampires (Netflix) Konusu Ne?
Vampires (Netflix) Hakkında Yorumlarım
Olumlu yönlerÖnceki vampir dizilerindeki gibi masalsı ve über-zengin bir atmosfer yok. 2020 yılında, Paris'te geçiyor ve her şey çok gerçekçi. Fantezi ve gerçeklik iç içe. Hatta neden gerçek olmasın, diye bile düşündüm. 😅 Bir de Netflix, hep yaptığı gibi azınlıklara bolca yer vermiş. Öyle ki esas karakterlerimiz, Afrika kökenli Fransızlar. Bu hoşuma gidiyor.
Olumsuz yönler
Ortada bir aile var ama aile demeye bin bir şahit gerek. Birbirlerini merak etmiyorlar, sevgi/ilgi göstergesi yok. Bir arada yaşayan insanlar gibiler. Sadece ilerleyen bölümlerde "biz kardeşiz, bana anlatabilirsin" ve "aileme dokunmayacaktın" lafları geçti. Aile olmaya dair sevgi, anlaşmazlık, destek, merak gibi kavramlar ilk bölümlerde verilebilirdi. Bir de "büyük kardeşler", "küçük kardeşler" lafı geçiyor ama aradaki farklar ne, bu son bölümde bile muallakta kaldı. Bu da ilk bölümlerde açıklanabilirdi. Üçüncü eksiklik, karakterler derin değil; dertleri, niyetleri ne pek net değil. Duygusal tepki çok az, daha çok aksiyonlara yer verilmiş. Son olarak, Martha kendini savunmada yetersiz kalan, zırlayan bir karakter. Ona gıcık oldum. 😅
Genel olarak, ilk bölümler çok sıkıcı. 6 bölümlük dizide 4. bölümden itibaren heyecan artıyor diyebilirim. Genel hatlarıyla aksiyon var ancak duygusallık, derinlik çok az. Önceki inceleme olan I am not OK with This dizisinde de benzer bir durum vardı. Acaba Netflix biraz da böyle mi deniyor?
![]() |
Doina (Oulaya Amamra) - Vampires, Season 1, Episode 3 |
Vampires (Netflix) Birinci Sezonun Ayrıntılı Özeti (Recap)
![]() |
Csellia (Kate Moran) - Vampires, Sezon 1, Bölüm 2 |
Doina, yan etkilerden ötürü annesinin ilaçlarını artık almak istemez. Ağabeyinin "bırakırsan hiçbir şey olmaz, ben yıllardır içmiyorum ve vampire dönüşmedim" demesi ile teşvik olur ve ilaçları bırakır. Ancak ağabeyinin lafının aksine, o bir gün içinde dönüşmeye başlar. Kana susar. Hatta hoşlandığı oğlan Nacer'i havuzda öpüşmek üzereyken ısırır. Ayrıca biyoloji labında eli kanayan öğrencinin eline de herkesin içinde yapışır. Tuhaf bir şekilde, Doina vampire dönüşse de gün ışığına çıkabilmektedir, güneş ışığı onu etkilemez.
Yıllar sonra Topluluk, aileyi aralarına davet eder. Yakın zamanda Duayen'in de katılacağı bir partiye davet ederler. Aile dirense de Csilla, aileyi daveti kabul etmeye mecbur bırakmak için büyük kardeşleri çalıştıkları mezbahadan kovdurur. Kardeşler mezbahadan kovulunca kan tedarikinde sıkıntı yaşarlar.Bu sırada Topluluk'tan Ladislas ile yakınlaşan Doina, Topluluk'a güvenir ve Csilla'dan kimlik ister. Onun kimliğe ihtiyacı vardır çünkü lise bitirme sınavını geçmek gibi gelecek planları, heyecanları vardır.
Martha'nın biyolog olan kocası yıllar önce ölmüştür. Hayattayken insan hücresi ömrünü uzatma ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Çalışmaları için vampirlerden kan örnekleri alabilmiştir. Çalışmaları neticesinde yaşlanmayı yok eden bir ilaç bulup çok zengin olmayı planlamıştır. Ancak bu planlarda ortağı olan kadın yoktur. Ortağı dışlandığını hissetmiştir. Adam ölünce, kadın çalışmaları bırakmıştır.
![]() |
Rad (Pierre Lottin) -Vampires, Sezon 1, Bölüm 4 |
Martha, küçük oğlu Andrea, vampirler tarafından kanı emilince tedavi etmesi için onu biyolog kadına getirir. Kadın, Martha'dan vampir kanı numunesi toplaması koşulu ile Andrea'yı tedavi edeceğini söyler. Martha, vampirlere yakın olmak için Topluluk partisine gitmeyi kabul eder. Ailecek partiye gidince Doina, Duayen (Belen) ile tanışır. Duayen, Doina'a hayran kalır çünkü o da, Doina gibi gün ışığına çıkabilen özel bir vampirdir. Belen tacizvari bir şekilde Doina'nın doğurganlığını kontrol etmeye çalışınca, Doina korkuya kapılarak Belen'i bıçaklar. Belen, öldü sanılır ve aile partiden kaçar. Ancak Topluluk üyeleri, Martha'yı yakalamayı başarırlar. Belen'i Martha'nın öldürdüğünü varsayarak, Csilla, Martha'yı infaz etme emri verir: Onu çıplak vaziyette gün ışığına atarlar. Kadın alev alır, ağır hasar almıştır. Ayrıca, bu görüntü internette de yayılır. Bu vampirlerin ifşa olması riskidir. Ancak Duayen ölmemiştir ve ona saldıran da Martha değil, Doina'dır. Csilla boş yere ceza keserek vampirleri tehlikeye atmıştır. Bu yüzden Csilla'nın, Topluluk nazarında itibarı sarsılır.
Doina, kanını içerek Martha'yı (annesini) iyileştirmeyi başarır. Duayen'i de bu şekilde tedavi etmeyi teklif eder. Duayen'i teklif etmek için Topluluk'a gittiğinde, Duayen, onu affetmeye çoktan razıdır. Ona hala hayrandır ve onu kendi varisi olarak görür. Csilla, bu işittiklerinden hiç hoşlanmaz çünkü Duayen'in varisi olmak istemektedir. Duayen'in Csilla'yı umursamayan laflarını da işitince, Csilla, Duayen'i boğrarak öldürür. Doina'ın da kanını emer. Böylece yüzündeki deformasyonu da iyileştirir. Duayen'i öldürdüğü için Csilla'nın itibarı Topluluk nazarında iyice düşer.
Bu sırada, Rad (büyük oğlan), biyolog kadının vampir araştırmalarını engellemek için onu kaçırır. Hatta geçmişte de onu çalışmalarından ötürü takip edip tehdit ettiği ortaya çıkar (Sanırım Rad'ın başka bir alıp veremediği var ama net değil.) Kadın nerede biliyoruz. Biyolog kadından hoşlanan Andrea (küçük oğlan) onu ararken bir adam bulur. Bulduğu kişi onun babasıdır. Anlaşılır ki Rad, babayı 20 yıldır tutsak etmektedir, adam ölmemiştir. Ancak baba Rad'ı öldürünce onun kanını içer. Yani o da bir vampirdir. Baba, Andrea'ya ne yapacak bilmiyoruz.
Bu sırada Nacer, Doina'i takip ettiği için onu kuş kanı emerken görür. Doine ona vampirlerin mutasyonunu ve kan açlığını izah eder. Bu Topluluk'a ihanet demek olabilir.
Son Sözler
Sonuç olarak Vampires (2020), klasik vampir hikayelerine kıyasla daha gerçekçi, daha az "parlatılmış" bir dünyaya kapı aralıyor. Özellikle çeşitli ırklardan karakterlere yer vermesi ve hikâyenin Paris'in arka sokaklarında geçmesi diziyi özgün kılıyor. Ancak karakter derinliği, duygu ifadesi ve aile tasviri hususlarında eksikleri olduğunu da göz ardı edemem. Yine de bu türü sevenler için kısa sürede izlenebilecek, farklı bir deneyim sunan bir yapım. İkinci sezon çıkmadan önce "şu diziyi bir hatırlayayım" diyenler için yukarıdaki özetim tam size göre 😊
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Paylaşımın için teşekkürler :)